Hicri I. Asrın İlk Yarısında Basra Hadis Medresesi: Basra’nın İlmî Açıdan Kûfe’den Geri Kalmasının Sebepleri.

Bu araştırma hicri birinci asrın ilk yarısında varlık gösteren Basra’nın, fıkhıyla meşhur bazı sahâbîlere ev sahipliği yapmasına rağmen hadis ve fıkıh ilimlerinde, aynı dönemde öne çıkan Kûfe’den geri kalmasının muhtemel sebeplerine odaklanmaktadır. Söz konusu sahâbe arasında öne çıkanlar, Basra’da...

Full description

Bibliographic Details
Main Author: ‪ahmad Snobar
Format: Article
Language:Arabic
Published: Tekirdag Namık Kemal University 2020-06-01
Series:Tasavvur: Tekirdağ İlahiyat Dergisi
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/tasavvur/issue/55475/655359?publisher=nku
Description
Summary:Bu araştırma hicri birinci asrın ilk yarısında varlık gösteren Basra’nın, fıkhıyla meşhur bazı sahâbîlere ev sahipliği yapmasına rağmen hadis ve fıkıh ilimlerinde, aynı dönemde öne çıkan Kûfe’den geri kalmasının muhtemel sebeplerine odaklanmaktadır. Söz konusu sahâbe arasında öne çıkanlar, Basra’da on iki sene ikamet etmiş olan Ebû Musa el-Eş’arî ve dört sene bulunan İbn Abbas’tır. Mezkûr iki sahâbenin fıkhî müktesabatlarının yanında çok sayıda hadis rivayetine sahip olduğu da bilinmektedir. Ancak buna rağmen her ikisinin de İbn Mes‘ûd’un, Kûfe’de yaptığı etkiyi gösterdikleri söylenemez.Araştırmada, Basra’da meskûn bulunan sahâbeyle ilgili rivayetlerin tahlil ve değerlendirmesine dayalı bir yöntem takip edilmiş olup, özellikle sahâbe ile tâbiînin ilmî ilişkilerine yoğunlaşılmıştır. Bununla beraber coğrafya ve kuruluş bakımından benzerlik gösteren Kûfe şehrindeki sahâbenin ilmî etkisi ve tâbiîn neslinin faaliyetleri bakımından bir takım karşılaştırmalarda bulunulmaktadır.Makalenin, konu hakkında öngördüğü birinci ihtimal, söz konusu sahâbîlerin ordugâh şehrinde yaşamanın gereği olarak fetihlerle meşgul olmalarıdır. Bu sonuç ilk olarak Ebû Musa el-Eş’arî’nin sireti üzerine yapılan incelemelerde ortaya çıkmıştır. Söz konusu ilmî gecikmeye sebep olan ikinci ihtimalin ise bahsi geçen sahâbenin ilimlerini yaymak adına aktif davranmamaları olduğu söylenebilir. Bu durumda sahâbenin ilmî kişiliklerinin önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Diğer bir ihtimal, Basra’daki tâbiîn neslinin, sahâbeden ilim alma hususunda sarfettikleri çabanın, Kûfelilere kıyasla daha az olmasıdır. Bahsi geçen durumda Basra’nın bedevî kabile yapısının önemli bir etkili olduğu düşünülmektedir. Konuyla ilgili zikredilebilecek son ihtimal ise ilmî yapının teşekkül etmeye başladığı süreçte vuku bulan fitne ve karışıklıklardır. Nitekim bir müddet valilik görevini yürüten İbn Abbas’ın, bu süre zarfında ilim ve eğitim faaliyetleriyle ilgilenemediği görülür. Özetle araştırmanın ulaştığı en önemli sonuç; Basra’nın hicri birinci asrın ilk yarısında, İbn Mes’ûd tarafından kurulan Kûfe’ye kıyasla hadis ve fıkıh ilimlerinde gelişmiş bir şehir olmadığıdır.
ISSN:2619-9130