Güvenlikli Sitelerde Yeni Eğilimler ve Sosyo-Mekânsal İlişkiler

Bu çalışmanın konusu, güvenlikli sitelerde inşa edilen sosyo-mekânsal ilişkilerdir. 20. yüzyılın ikinci yarısı kentsel yaşamda büyük dönüşümlerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Bu dönemde yaşanan dönüşümler kentsel mekânı dönüştürdüğü gibi kentlilerin gündelik yaşamını ve sosyal ilişkilerini de dönüş...

Full description

Bibliographic Details
Main Authors: Esra Burcu Sağlam, Levent Taş
Format: Article
Language:English
Published: Istanbul University 2020-12-01
Series:Journal of Economy Culture and Society
Subjects:
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/pub/jecs/issue/58626/736473
Description
Summary:Bu çalışmanın konusu, güvenlikli sitelerde inşa edilen sosyo-mekânsal ilişkilerdir. 20. yüzyılın ikinci yarısı kentsel yaşamda büyük dönüşümlerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Bu dönemde yaşanan dönüşümler kentsel mekânı dönüştürdüğü gibi kentlilerin gündelik yaşamını ve sosyal ilişkilerini de dönüştürme uğratmıştır. Güvenlikli siteler hem kentlerde yaşanan mekânsal dönüşümlerin hem de sosyal ilişkilerde yaşanan değişimlerin bir göstergesi niteliğindedir. İlk güvenlikli siteler elitlerin kendilerini alt sınıflarından ve kentin sorunlarından izole etmesini sağlayan yaşam alanlarıdır. Güvenlikli siteler üzerine yapılan araştırmalar genellikle sosyo-mekânsal ayrışma konusuna odaklanmıştır. Ancak güvenlikli sitelerin orta sınıflar için de üretilmesiyle, güvenlikli siteler hem kentsel manzarada daha görünür olmuş hem de kentsel yaşamı ve sosyal ilişkileri daha fazla etkilemeye başlamıştır. Bu durum güvenlikli sitelerde inşa edilen sosyomekânsal ilişkileri kentsel yaşam açısından daha da önemli hale getirmiştir. Araştırma nitel araştırma yöntemine göre tasarlanmış ve araştırmanın verileri derinlemesine görüşmelerle elde edilmiştir. Araştırmanın verileri güvenlikli sitelerde cemaat tipi ve cemiyet tipi sosyal ilişkilerin yanında ağ tipi ilişkilerin ve akışkan sosyal ilişkilerin de inşa edildiğini göstermektedir. Bu veriler ışığında güvenlikli sitelerde inşa edilen ilişkileri cemaat-cemiyet tipi ilişkiler çerçevesinde tartışmanın yetersiz olduğu ve bu konuda yeni araştırmalara ihtiyaç olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
ISSN:2602-2656
2645-8772